14 Haziran 2010 Pazartesi

Bir 301 Aşığı : Kemal Kerinçsiz


Biz her ne kadar adını ilk kez Ermeni konferansını iptal ettirişiyle duyduysak da eminiziz ki gerek hal-i hazırda yeterince karışık olan üniversite zamanlarında,gerekse mesleki yaşamında bilmediğimiz bir çok vukuatı vardır bu, aydın insan avcısı,canavar ruhlu adamın.Kim bilir kaç ülkücü katili kurtarmıştır hapisten,tabi en büyük destekçisi hakimler ve savcılar da sağolsunlar.
Gönül isterdi ki bu mahlukatın o günlerini de ifşa edebilelim ama şimdilik bilinen marifetlerini anlatacağız.Onlar da hiç azımsanacak gibi değil,yazarsak elimizi yoracak kadar fazla.
Dediğimiz gibi Ermeni Konferansı adıyla yapılacak olan ve bu topraklarda yaşayan herkes için bir yüzleşme fırsatı olan bu toplantıları önce iptal ettirmiş, ardından "Türk milletinin bu kararlara sabır göstermeyeceğini bilmelisiniz. eğer, yanlışta ısrar edip üçüncü bir toplantı kararı aldığınız takdirde millet sizi zengin hoşgörüsünden istifade ettirmeyecektir." tehdidini savurmuş,bütün bunlar yetmeyip de toplantı Bilgi Üniversitesi'nde yapılınca,çıkıştaki protestoları,yumurta atanları örgütlemiştir.
Kendisinin yaptığı "1980 öncesi kızıl emperyalizme karşı vatanını koruyan ülkücülere bir kez daha görev düşmektedir. bu defa mücadelemiz sapık ve acımasız Amerikan emperyalizmi ile katil Yahudi devletine karşıdır.Nasıl ki ülkücülerin 80 öncesinde direniş gücünü kıramayan sovyet komünist imparatorluğu çökmüş ise, dünyayı kan ve göz yaşına boğan Amerika’nın sapık rejimi de yine ülkücüler ve Türk milliyetçileri tarafından çökertilecektir." açıklamasından anlıyoruz ki Kemal Kerinçsiz ciddi bir şizoefreniyle boğuşuyor.Yanlış öğrenmiş diyemiyoruz çünkü sanırım kimse Sovyetler Birliği'ni Türk ülkücülerinin çökerttiğini zannedecek kadar yanlış öğrenemez.
Bu sanrılardan olsa gerek ki bu adam sürekli bir paranoya halinde.Ben aydınlardan bu kadar korkan bir insan daha görmemiştim,hani belki Kenan Evren ve arkadaşları bu kadar korkuyordur zamanında diyebiliriz.
Bir de komik silah almış eline,aydınlara doğrultmuş :301
Bu 301. madde bildiğiniz gibi Türkiye Devleti'ne karşı işlenen düşünce suçlarını kapsıyor.Şimdi bunu bir kenara bırakalım bir de Danimarka ceza kanunun 110.maddesine bakalım: "It is illegal in Denmark, under section 110 (e) of the Danish penal code, to desecrate the flags or national symbols of foreign nations, while legal to burn the Dannebrog, Denmark's national flag."
Diyor ki Danimarka'da başka ülkelerin bayraklarını yakmak yasaktır ancak Danimarka bayrağı yakmak yasak değildir.Kanunun açıklamasında kendi bayrağını yakmanın bir eleştiri olarak görülebileceği anlatılıyor.
Bizim Kemal Kerinçsiz önce Hrant Dink'in yazısını anlamayıp,Türklüğe hakaret olduğu gerekçesiyle savcılığa başvuruyor,savcılık da yazıyı anlamamış olacak ki davayı kabul ediyor,Hrant Dink derdini duruşmada da anlatamıyor,mahkum oluyor.Tabi bu süreç bu kadar masum değil,ortada planlanmış bir cinayet varken bunun hangi aşamadan itibaren planlanmaya başladığını bilemeyiz ancak azıcık dikkatli bir bakışla Kemal Kerinçsiz'in boşa gitmeyen hedef gösterme çabalarıyla başladığı ortaya çıkar.Yani esas mesele Kemal Kerinçsiz'in Hrant Dink'in yazısını anlamamış olması değil,başından beri cinayetin içinde olması.
Aynı denemeyi Orhan Pamuk için de yapıyor,Hrant Dink suikastinin sözde planlayıcılarından Yasin Hayal'in "Orhan Pamuk da akıllı olsun" şekilnde boğuk sesler çıkarması boşuna değil.Aynı ekip, aynı oyunu oynuyor,o sıralarda Kemal Kerinçsiz hala canlı yayınlara çıkıyor,atıp tutuyor.
Dedik ya adam avukat mı Türklük bekçisi mi belli değil,edebiyata tahammülü yok,Türk'ü hafif yerseniz bıyıkları gıdıklanıyor,yazarları vatan haini ilan etmeyen hakimlere çatıyor,onları Türk olmamakla suçluyor.
Nitekim işi gücü olmadığı,ülkü ocaklarından beslendiği çok belli olan bu adam hiç bir şeyi atlamıyor,Elif Şafak'ın Baba Ve Piç romanı da gözünden kaçmıyor,hedef göstermeler devam ediyor,Elif Şafak da tehditlere uğruyor.Elif Şafak davasıyla ilgili BBC kendisine fikrini soruyor," Characters in a novel may be fictitious, but the authors are real " yorumuyla neden yazar düşmanı olduğunun ipuçlarını da veriyor.
301'in yetişemediği yerlere de muhakkak yetişiyor,en az kendisi kadar işsiz güçsüz savcılar onu hiç kırmıyorlar,hakimler "Bir emriniz var mı" diye soruyorlar,Perihan Mağden halkı askerlikten soğutmaktan yargılanıyor ve tabi ki bunun altından da Kemal Kerinçsiz çıkıyor,üstelik davanın açılmış olması bu adam için hiç bir zaman yeterli değil,her mahkeme çıkışında muhakkak örgütlediği hırçın bir kitle protesto edermiş gibi yapıyor.Kendi ağzından verdiği rakamlara göre toplam 72 aydına dava açılmasında ön ayak oluyor,her mahkemenin çıkışına öfkeli kalabalık getirdiğini de düşünürsek,durmak,yorulmak bilmiyor.
Kendisi sadece bir hukukçu değil,yorulmaz bir aktivist,size önemsiz gelebilecek şeyler onun için önemli,örneğin Dünya Ermeniler Başpatriği Heybeliada'daki ruhban okulunu ziyarete geliyor,Kemal Kerinçsiz arkadaşların toplayıp soluğu orada alıyor,ruhban okuluna doğru sloganlar eşliğinde yürümek istiyorlar,nasıl olduysa,hayret verici bir şekilde polis izin vermiyor da saçma sapan bir faciadan kurtulunuyor.Yine de gruptakilerden biri "Bizi rahatsız etmeyin" diyen yaşlı bir Ermeni kadına tokat atmayı ihmal etmiyor.Mesela TESEV zorunlu göç ile yüzleşme raporu toplantısı düzenliyor,Kerinçsiz ve arkadaşları oradalar,önce bağırış,çağırışla toplantıyı babalıyorlar,daha sonra iş fiziki müdahaleye kadar gidiyor,konuşmacılar tartaklanıyor.Kemal Kerinçsiz bütün bunları Büyük Hukukçular Birliği Başkanı sıfatıyla organize ediyor.Büyük?Hukukçu?
Sadece Türk vatandaşlarına hücum ettiği düşünülmesin,örneğin Türkiye AB karma parlamento eşbaşkanı Joost Lagendijk ve Ermenikiliseleri başpatriği Karekin de suç duyurularına maruz kalıyorlar,hatta Lagendijk bir röportajında buna çok şaşırdığını,bunu gerektircek bir şey söylemediğini vurguluyor.Oysa şaşırması yersiz çünkü Türk ordusunun yetkilerinin sivil yetkileri aşabiliyor olmasını doğru bulmadığını söylemişti,ordunun legal tetikçisi olarak davranan bir adamın kendisine dava açması ne kadar şaşırtıcı olabilir ki?
Tabi ki,irili ufaklı bir çok marifeti daha var,sıkı bir Bianet takipçisi olduğunu düşünüyorum,çünkü nerede faydalı bir konferans,toplantı olsa haberi oluyor,bu adamı davet etmiyorlar ya.Bir çok da yöntemi var.Ya emniyete şikayet ediyor ya bizzat gidip kendi basıyor.
Biraz akıllı bir adam olsa muhtemelen Ergenekon davası derinleşince durulup gizlenmeye başlardı ama gitti cami duvarına işedi,başbakana Abdullah Öcalan'a sayın dediği için dava açtı.Başbakan tazminata mahkum oldu.Kemal Kerinçsiz'in tutuklanması da uzun sürmedi.Büyük ihtimalle tutuklanmaya çalışıyordu,onun hala güvendikleri var,o hala hapisten çıktığı gün büyük bir kalabalığın onu coşkuyla karşılayacağını,gururlu kahraman bakışları takınmasına fırsat verileceğini,korunacağını,kollanacağını,hatta kim bilir belki bir siyasi partinin ona kucak açacağını,sağda solda röportajlarının yayınlanacağını,her zaman parasının olacağını,onun gibi adamların bu ülkenin yapı taşları olduğunu ve şuursuzca inandığı ideolojinin modasının hiç bir zaman geçmeyeceğini düşünüyor.Haksız mı? Hadi onu haksızlaştıralım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder